Turkish Verbs: Do & Make (Yapmak) in Turkish
Learn how to use the verb "Do & Make (Yapmak)", one of the most common verbs in Turkish!
Learn the expressions, read the examples and listen to the sentences!
TURKISH VERBS: YAPMAK
Download Turkish language courses (A2) for self-study!
Do & Make (Yapmak) in Turkish
Açıklama yapmak = Make an explanation, statement
Başbakan bütün televizyonlarda açıklama yapıyor.
Aktarma yapmak = Change plane, train, etc
Amerika’ya aktarmalı gidiyorum. Almanya’da aktarma yapıyorum.
Alıştırma yapmak = Do exercises
Önce alıştırmayı yapın, sonra cevapları kontrol edin ve alıştırmayı dinleyin.
Alışveriş yapmak = Do the shopping
Ben genellikle hafta sonları alışveriş yapıyorum.
Araştırma yapmak = Make a research
Profesör bu konuda bir araştırma yaptığını söyledi.
Askerlik yapmak = Do the army service
Sen askerlik yaptın mı?
Ayak işleri yapmak = Run errands
Farkında mısın, bütün ayak işlerini ben yapıyorum.
bakım yapmak = Do maintenance
Araba çok güzel, ama yıllardır kimse kullanmamış. Bu yüzden iyi bir bakım yapmak lazım.
Banyo yapmak = Take a bath
İşten sonra eve gidip, sıcak bir banyo yapıp dinlenmek istiyorum.
Barış yapmak = Make peace
Yıllarca süren savaştan sonra, iki ülke barış yapmak için masaya oturdu.
Baskın yapmak = Raid, assault
Askerler düşman kampına baskın yaptılar.
Blöf yapmak = bluff
Çok iyi blöf yapıyorsun, ama beni pokerde yenemezsin.
Çekim yapmak = Shoot, record a video
Bugün hava yağmurlu olduğu için çekim yapmıyoruz.
Çocuk yapmak = Make a baby
Biz yeni evliyiz, bu yüzden bir süre çocuk yapmayı düşünmüyoruz.
Ders yapmak = Study a lesson
Dün bütün gün evde ders yaptım.
Egzersiz yapmak = Do exercise, workout
Sağlıklı olmak için düzenli egzersiz yapmalısınız.
Gösteriş yapmak = Show off
Murat yeni arabası ile gösteriş yapıyor.
Grev yapmak = Go on strike
İşçiler bugün greve gidiyorlar. Bu hafta her gün grev yapacaklar.
Gürültü yapmak = Make a noise
Komşular çok gürültü yapıyorlar. Artık dayanamıyorum!
Hata yapmak = Make a mistake
Hata yapmaktan korkmayın. Hata yapmak öğrenmenin bir parçasıdır.
Hazırlık yapmak = Get ready
Her toplantıdan önce biraz hazırlık yapmak çok önemli.
İş yapmak = Do business; do a good job
Biz bu piyasadaki en prestijli firmalarla iş yapıyoruz.
İyilik yapmak = Do a favor
Bana bir iyilik yapabilir misin?
Kamp yapmak = Camp
Kamp yapmak için uygun bir yer arıyoruz.
Kaza yapmak = Have an accident
Alkollü sürücü kaza yaptı. Kazada kendisi dahil iki kişi hayatını kaybetti.
Konuşma yapmak = Make a speech
Profesör konuşma yapmak için kürsüye geldiği zaman herkes alkışlamaya başladı.
Masaj yapmak = Give a massage
Masör müşteriye güzel bir masaj yaptı.
Mangal yapmak = Make barbecue
Hafta sonu arkadaşlarla mangal yapıp bir şeyler içtik.
Numara yapmak = Fake
Numara yapma, hasta değilsin, değil mi?
Otostop yapmak = Hitchhike
İstanbul’dan Antalya’ya otostop yaparak gittik.
Panik yapmak = Panic
Panik yapma, her şey yolunda.
Plan yapmak = Make a plan
İşe başlamadan önce iyi bir plan yapmamız gerek.
Pratik yapmak = Practise
Dil öğrenmek için çok çalışmalısın. Dili geliştirmek için de çok pratik yapmalısın.
Prova yapmak = Rehearse
Oyuncular oyundan önce onlarca prova yaptılar.
Rol yapmak = Perform
Will Smith bu filmde gerçekten çok iyi rol yapıyor.
Röportaj yapmak = Do an interview
Sizinle bir röportaj yapabilir miyim?
Sınav yapmak = Give an exam
Çocuklar, kağıtları çıkarın. Sınav yapacağım.
Soygun yapmak = Rob
Soyguncular İstanbul’un en kalabalık yerinde soygun yaptılar.
Şaka yapmak = Make a joke
«Şaka yapıyorsun, değil mi?» «Hayır, şaka yapmıyorum, doğruyu söylüyorum.»
Tatil yapmak = Take a holiday
Bu yaz Antalya’da tatil yapmayı düşünüyorum.
Temizlik yapmak = Do the cleaning
Bugün temizlik günü. Bugün bütün gün evde temizlik yapıyorum.
Yaramazlık yapmak = Misbehave
Çocuklar, yaramazlık yapmayın, yoksa bugün parka gidemezsiniz.
Yürüyüş yapmak = Go for a walk
Her sabah yürüyüş yapmak için parka gidiyorum.
End of this Turkish vocabulary list.