Turkish Vocabulary: City
Learn basic words about «City» in this Turkish video lesson!
Learn the words, read and listen to the examples.
Turkish Vocabulary: City
Download Turkish language courses (A1) for self-study!
"City" Vocabulary in Turkish
Alışveriş Merkezi Shopping Center, mall
Ben alışveriş yapmak için alışveriş merkezine gidiyorum. Sen de gelmek ister misin?
I'm going to the mall to shop. Would you like to come too?
Anıt Monument
Ben seni Taksim’de Cumhuriyet Anıtı’nda bekliyorum.
I am waiting for you at the Republic Monument in Taksim.
Belediye Municipality, town hall
"Affedersiniz, belediye binası nerede?"
Excuse me, where is the city hall?
"Düz gidin, postaneden sağa dönün, biraz ileride."
Go straight, turn right at the post office, a little ahead.
Benzin istasyonu Gas station
Ben benzin almak için bir benzin istasyonunda durmak istiyorum.
I want to stop at a gas station to get gas.
Bisiklet yolu Cycle route, path, track
Biz her sabah bisiklet yolunda bisiklet sürüyoruz.
We cycle on the bike path every morning.
Cadde Street, main street
"Bakar mısınız?" Excuse me?
"Buyurun?" How can I help?
"Bir adres sormak istiyorum. Acıbadem Caddesi nerede?" I want to ask for an address. Where is Acıbadem Street?
Cami Mosque
İstanbul’da hem modern, hem de tarihi camiler var.
There are both modern and historical mosques in Istanbul.
Çocuk parkı Playground
Çocuklar çocuk parkında mutlu bir şekilde oynuyorlar.
Children are playing happily in the playground.
Durak (Bus, taxi, etc) Stop
"Durakta boş taksi var mı?" Is there an free / available taxi at the stop?
"Evet, var. Buyurun, bu taksi boş." Yes there is. Come on, this taxi is available."
Hastane Hospital
Ben amcamı ziyaret etmek için hastaneye gidiyorum. I'm going to the hospital to visit my uncle.
Havaalanı / Hava Limanı Airport
Ben uçağa binmek için havaalanına / hava limanına gidiyorum.
I'm going to the airport to board the plane.
Heykel Statue
Meydanda bir Atatürk Heykeli var. Ben seni o heykelde bekliyorum.>
There is an Ataturk Statue in the square. I'm waiting for you at that statue.
İskele Ferry station
Ben vapura binmek için vapur iskelesine gidiyorum.
I'm going to the ferry pier to board the ferry.
İstasyon Train station
Biz trene binmek için istasyona gidiyoruz.
We are going to the station to get on the train.
Karakol Police station
İki polis karakolun kapısında nöbet tutuyor, yani bekliyor.
Two police officers are standing guard at the door of the police station, that is, waiting.
Kilise Church
Aya Sofya dünyadaki en eski kiliselerden biridir.
The Hagia Sophia is one of the oldest churches in the world.
Köprü Bridge
Avrupa Yakası’na gitmek için, ya vapura biniyorsun, ya da arabayla veya otobüsle köprüden geçiyorsun.
To go to the European Side, you either take the ferry or cross the bridge by car or bus.
Meydan Avenue, square
Ben Taksim Meydanı’nda arkadaşımı bekliyorum.
I am waiting for my friend in Taksim Square.
Otobüs durağı Bus stop
Biz şu anda otobüse binmek için otobüs durağında otobüs bekliyoruz.
We are currently waiting for the bus at the bus stop to get on the bus.
Postane Post office
Ben, arkadaşıma bir mektup göndermek için postaneye gidiyorum.
I'm going to the post office to send a letter to my friend.
Trafik ışıkları Traffic lights
Trafik ışıklarında kırmızı yandığı zaman arabalar duruyor ve yayalar karşıya geçiyorlar.
When traffic lights turn red, cars stop and pedestrians cross the street.
Vapur Ferry
İnsanlar İstanbul’da Avrupa Yakası’ndan Anadolu Yakası’na geçmek için vapura biniyorlar.
People board the ferry to go from the European Side to the Anatolian Side in Istanbul.
Yaka Colar; side (of a city)
İstanbul’da iki yaka var. Biri Anadolu, yani Asya Yakası, diğeri de Avrupa Yakası.
There are two sides in Istanbul. One is the Anatolian side, that is, the Asian side, and the other is the European side.
Yaya geçidi Pedestrian crossing
Arabalar yaya geçidinde duruyor ve yayalar karşıya geçiyorlar.
Cars stop at the pedestrian crossing and pedestrians cross the street.
End of this Turkish vocabulary list.