Turkish Verbs: "Çıkmak" in Turkish
Learn the verb "Çıkmak", one of the most common verbs in Turkish!
Learn the expressions, read the examples and listen to the sentences!
TURKISH VERBS: ÇIKMAK
Download Turkish language courses (A2) for self-study!
Ağaca çıkmak = Climb up a tree
Zavallı kedi köpekleri görür görmez ağaca çıktı. The poor cat climbed the tree as soon as she saw the dogs.
Aklından çıkmak = Slip one’s memory, forget
Eve gelirken ekmek alacaktım, ama aklımdan çıkmış. I was going to buy bread on the way home, but I forgot.
Ava çıkmak = Go hunting
Avcılar ellerinde tüfeklerle ava çıkmak için hazırlık yapıyorlardı. The hunters were preparing to go hunting with rifles in their hands.
Balayına çıkmak = Go on honeymoon
Düğünden sonra hemen balayına çıktık. After the wedding, we went on our honeymoon immediately.
Balığa çıkmak = Go fishing
Hafta sonu balığa çıkıyorum. İşin yoksa, sen de gelmek ister misin? I'm going fishing on the weekend. If you're not busy, would you like to come too?
Başa çıkmak = Cope with
Ben bu yaramaz çocuklarla başa çıkamıyorum. Bana yardım edebilir misin? I can't handle these naughty kids. Can you help me?
(Biri) ile çıkmak = Date, go out with (someone)
Ben bir aydır Melek ile çıkıyorum. I've been dating Melek for a month.
Dışarı çıkmak = Go out
Cumartesi akşamı arkadaşlarla dışarı çıkıyorum. I'm going out with friends on Saturday evening.
Evden çıkmak = Leave home
Sabah 8’de evden çıkıyorum ve otobüsle işe gidiyorum. I leave home at 8 in the morning and go to work by bus.
Fırsat çıkmak = Opportunity knocks
Çok iyi bir fırsat çıktı. Bu fırsatı değerlendirmek istiyorum. A very good opportunity arose. I want to take advantage of this opportunity.
Fırtına çıkmak = (Storm) to break out
Hava günlük güneşlikti. Birden korkunç bir fırtına çıktı. Her şey bir anda oldu. The weather was sunny. Suddenly a terrible storm broke out. Everything happened at once.
Fos çıkmak = Fizzle, turn up false
Gazetedeki haberlerin hepsi fos çıktı. All the news in the newspaper turned out to be false.
Geziye çıkmak = Go on a trip
Hafta sonu hep beraber geziye çıkıyoruz. We all go on a trip together on the weekend.
İşten çıkmak = Leave work
İşten çıktıktan sonra ne yapıyorsun? What are you doing after leaving work?
Kontrolden çıkmak = Get out of control
Her şey kontrolden çıktı. B planına geçiyoruz. Everything got out of control. We're moving on to plan B.
Ortaya çıkmak = Appear, turn up
Adam aylardır restorana gelmedi. Sonra, bir anda ortaya çıktı. The man hasn't been to the restaurant for months. Then, out of nowhere, it showed up.<7p>
Para çıkmak = Win money (from lottery, loto, etc)
"Bana piyangodan para çıktı." "Gerçekten mi? Kaç para çıktı?" "I got money from the lottery." "Really? How much money came out?"
Savaş çıkmak = (War) to break out
İki ülke arasında savaş çıktı. A war broke out between the two countries.
Sorun çıkarmak = Create trouble, problem
Dün gece eve geç geldiğin zaman baban sorun çıkardı mı? Did your father cause trouble when you came home late last night?
Sorun çıkmak = (Sroblem) to come up
Ben bu akşam gelemiyorum, çünkü işle ilgili bir sorun çıktı. I can't come tonight because there was a problem with work.
Tatile çıkmak = Go on vacation
"Ne zaman tatile çıkıyorsunuz?" "Cumartesi sabah erkenden yola çıkıyoruz." "When are you going on vacation?" "We're leaving early on Saturday morning."
Tura çıkmak = Go on a tour
Tatilde denize gittim, tarihi yerleri gezdim, tura çıktım, yeni insanlarla tanıştım … Kısacası harika bir tatil geçirdim. I went to the sea on holiday, visited historical places, went on tour, met new people... In short, I had a great holiday.
Yemeğe çıkmak = Go for dinner
Bu akşam iş arkadaşlarımla yemeğe çıkıyorum. I'm going out to dinner with my colleagues this evening.
Yola çıkmak = Depart, set off, hit the road
Sen telefon ettiğin zaman ben yola çıkmak için hazırlanıyordum. I was getting ready to leave when you called.
Yukarı çıkmak = Go upstairs
"Banyo nerede?" "Üst katta. Yukarı çık, sağdan ikinci kapı." "Where is the bathroom?" "Upstairs. Go upstairs, second door on the right."
Yurtdışına çıkmak = Go abroad
İlk defa ne zaman yurtdışına çıktın? When did you go abroad for the first time?
Yürüyüşe çıkmak = Go for a walk
"Nereye gidiyorsun?" "Yürüyüşe çıkıyorum." "Where are you going?" "I'm going for a walk."
End of this Turkish vocabulary list.